Yapay zekâ asistanları, gündelik hayatımızda her birimizin destek aldığı yardımcılardan. Öyle ki bu teknoloji, neredeyse her türden soruya yanıt veriyor, yanıt vermek için elinden geleni yapıyor.
Peki bu teknolojide neden özellikle hep kadın seslerinden yararlanılıyor?
Aslında bu asistanların kadın seçilmesi, bir tesadüf değil.
Şöyle ki Birleşmiş Milletler, 2019’da bu konuyla ilgili bir rapor yayımlıyor ve raporda, bu asistanların uysal ve itaatkar kadın karakterleri taklit etmesinin, kullanıcıları kadınlara karşı benzer beklentiler içine soktuğunu ifade ediyor.
Aynı soru teknoloji şirketlerine yöneltildiğinde ise cevap, kullanıcıların kadın seslerine daha fazla güven duyduğu oluyor.
Farklı araştırmalar da insanların, bir sesin cinsiyetini yalnızca 5 saniye içinde algılayabildiklerini ve bu algının ardından belirli cinsiyet kalıplarına dayalı yargılara vardıklarını göstermekte.
Yani yapay zekâ asistanlarının erkek değil de kadın seslerine sahip olması, kullanıcıların, asistanların daha yardımsever ve sempatik olduğunu düşünmesini sağlıyor.
Erkek sesleri ise kadınların tam tersi bir biçimde güçlü ve otoriter olarak algılanıyor. Bu da insanların, yapay zekâ asistanlarını cinsiyet rollerine göre değerlendirme eğiliminde olduklarını gösteriyor.
Kısaca kadın sesleri genellikle daha yardımcı ve güvenilir olarak algılanırken erkek sesleri ise daha otoriter görevlerde tercih ediliyor.